Belki Bir Gün
Belki birgün, yaşadığım bütün pazartesileri güneşli taşlıklara serer kuruturum!
Belki birgün, duvarlarını sarmaşık kaplamış evlerden birinde kaybolurum
Belki birgün, kulağıma gelen eski bir şarkının sözlerini eksiksiz hatırlarım
Belki birgün, çocukluğumun üç tekerlekli bisikletlerine sığabilecek kadar küçülürüm!
Belki birgün, kalan zamanıma sığdıramayacağım kadar çok şey hatırlamayı başarırım!
Belki birgün, hayatımın irili ufaklı bütün boncuklarını iplerinden âzâde kılarım!
Belki birgün, yarısı boş bütün bardakların diğer yarılarını suyla doldururum!
Belki birgün, kaçırdığım bütün trenleri geri döndürecek sihirli sözcüğe ulaşırımBelki birgün, kitapların altını çizmediğim satırlarından tek tek özür dilemek zorunda kalırım!
Belki birgün, köşedeki simitçi çocuğun bütün simitlerini tek başıma satın alırım!
Belki birgün, iyi demlenmiş bir bardak çaya kimsenin bilmediği sırlarımı anlatırım!
Belki birgün, bir tuzluğa dokunan bütün parmakları bir hikayede toplarım!
Belki birgün, sükûnet kokulu uzak bir gölün sularına sevdiğim mısralar karalarım!
Belki birgün, aklıma takılan bütün o minik şeyleri bir kavanoza doldurup kaldiririm!
Belki birgün, yıllar önce pencereden firlattığım kağıttan uçağın indiği yeri aramaya çıkarım.
Belki birgün, evimin önüne yanaşmakta olan bir geminin sesiyle uyanırım.
Belki birgün, günlerimi ağırlastıran bütün o kasvetli kelimelerimden arınırım!
Belki birgün, önüme çıkan bir kaplumbağaya saatin kaç olduğunu sorarım!
Belki birgün, kurşunkalem kokan eski bir sınıf bulup karatahtasına "beyaz" yazarım!
Belki birgün, turuncu bir balığın küçük akvaryumuyla evimi takas ederim!
Belki birgün, ayakkabımın altındaki kara delikten uzayın karanlık kucağına düşerim!
Belki birgün, insanların içlerinden geçirdiklerini yayınlayan bir radyo kanalına rastlarım!
Belki birgün, kırılıp dağılmış kristal bir vazoyu sadece konuşarak eski haline getiririm!
Belki birgün, zaman zaman tesbihlerde de hata olabildiğini insanlara kanıtlarim!
Belki birgün, açmakta tereddüt eden bir gelinciği sessizce dünyaya çağırırım!
Belki birgün, bütün kiraz ağaçlarına tek tek çıkıp avazım çıktığı kadar bağırırım!
Belki birgün, "belki birgün"le başlayan bir tek cümle bile kuramadığımı farkeder ve ağlarım!
MechuL
İstanbul! ne kaldı alacağın benden neye yarar tüm sokakların boş şimdi o yokken onu benden aldın!...sana yenildim bir günahkar yüzünden ;verme istemem!..bırak!...üstü kalsın!...alacağım yok senden!
adını yazdım ya derinlerime unutmak ölüm an gelir ağlarım ikimizin yerine bedenin toprağım olsun bırakıp gidersen azap düşlere
ben böyle değildim!...söyle kader! nasıl bakarım ona! acılar çıkar, her kaçtığımda bir sevda sancısında!...affet!...kayıp şehrimde mahcubum aşkına ;affet! gidemem!...ölümüne yazgın olsam da!
geceler uzuyordu ya saçlarında unutamadım ; onu yazdım son mektuba vedasız sonlar vardı ya&. unutmadım sebepsin kuruttuğum gözyaşın
bugün ağlamayacağım Meleğimsen adıma tövbeler yaktın! olmadın ya her gece!...ben seni damla damla gözlerimden attım!...ölümdür bende! sensizliği yaşamak, ama seninle! canımsın! sonlar dinmez kederde!...gördüm ya seni!... kaybolsam da gözlerinde! yemin olsun sevdama! hazırım bir kere daha ölmeye!...seninle!
aşkın bedel ömrüme; dayanamam giderim buralardan yoksan bende seni sensiz yaşamak çareyse bırakma tek tesellim ölümdür senden öte;
mechuL
|
|
|
.....Ne GüzeLDir...
Bir bebeğin uyanışını izlemek ne güzeldir
Doğan güne merhaba demek
Bir deniz kenarında oturupta
Yunusların dansını izlemek
Ne güzeldir batan güneş
Senide alıp götürdüğünü hissetmek
Yağan yağmurun sesini dinlemek
Loş odanda bir kitabın içine gömülerek
Ne güzeldir bir çocuğun büyüdüğünü izlemek
Onda kendini görmek
Uçsuz bucaksız kırlarda koşmak ne güzeldir
Var olduğunu hissetmek
Aşkı tatmak ne güzeldir
Acısını bilerek
Bir dosta merhaba demek ne güzeldir
Orda olduğunu bilmek.
FİLİZ
|
|